Sığınmacılar İçin Otel Protestoları Büyüyor

“Bu otelde kalan erkeklerden memnun değiliz çünkü çocuklarımız için endişeleniyoruz” diyor Orla Minihane ve devam ediyor: “Eğer bu beni aşırı sağcı yapıyorsa, öyle olsun.”

Orla, çocukluğundan beri İngiltere’deki Epping kenti yakınlarında yaşıyor.

Kendini “25 yıldır Londra Finans Merkezi’nde çalışan, çok sıradan bir kadın” olarak tanımlıyor.

Geçen yıl ülkedeki aşırı sağcı Reform UK partisine katılmış ve yerel seçimlerde aday olmayı umuyor.

Essex’e giden işlek yol üzerindeki Bell Oteli, hükümetin sığınmacıları yerleştirdiği ülke genelinde 200’den fazla otelden biri. Artık etrafı bariyerlerle çevrili ve koruma altında.

Son bir ayda, bu otellerin kullanımına karşı kimi zaman yüzlerce, bazen binlerce kişinin katıldığı protestolar düzenlendi. Bu hafta sonu için yaklaşık 20 protesto daha planlanmıştı.

Epping’teki 80 odalı Bell Oteli’nde Temmuz ayında, burada kalan bir adamın cinsel saldırı ve taciz suçlamalarıyla tutuklanmasının ardından protestolar başladı.

Etiyopyalı 41 yaşındaki Hadush Kebatu suçlamaları reddediyor ve tutuklu bulunuyor.

Bu olay, İngiltere genelinde sığınmacıların otellere yerleştirilmesinin toplum üzerindeki etkisine dair daha geniş bir tartışmayı tetikledi.

Orla, “Eskiden otelde kadınlar ve çocuklar da vardı, ufak tefek suçlar olurdu ama herkes hayatına devam ederdi. Şimdi ise tamamen erkeklerden oluşuyor. Kültürel denge bozuldu” diyor.

Sosyal medyada kırmızı-beyaz-mavi afişlerde “Topluluğumuzu Koru”, “Kadın ve Çocukların Güvenliği Yabancılardan Önce Gelir” ve “Tüm Vatanseverler Hoş Geldiniz” gibi sloganlar paylaşılıyor.

BBC, bazı protestolara aşırı sağcı grupların katıldığını doğruladı. Karşıt gruplar da bu gelişmeleri yakından izliyor.

Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk (Stand Up To Racism) isimli grup, bu protestoları “ırkçı şiddeti körükleme” girişimi olarak görüyor ve geçen yıl üç genç kızın öldürüldüğü Southport kentindeki olaylarının ardından yaşanan şiddetin tekrar edilebileceği uyarısını yapıyor.

Ancak protestoları organize edenlerin bir kısmı sokak eylemleri konusunda deneyimsiz. Aralarında Orla gibi aile sahibi, mesleğinde profesyonel kişiler de var. Bu da otellere komşu bazı bölgelerde halkın tavrında bir değişim olduğunu gösteriyor.

Bell Oteli’nin çevresi çelik bariyerlerle kaplı, 24 saat güvenlik var. Otel sakinlerinden Libyalı Wael, bir yıldır sığınma başvurusu sürecinde, dördüncü kez İçişleri Bakanlığı görüşmesini bekliyor.

“Bir protestocu ile konuştum, her şey yolunda” diyor Wael.

“Epping güzel, burada kalabiliriz. İnsanlar bize saygı gösteriyor. İngilizce öğrenip çalışmak istiyorum. Araba yıkamacıda bile olsa. Burada kalıp yemek almak istemem. Hayalim para kazanmak, futbol oynamak, hayatın tadını çıkarmak. Küçük bir hayal.”

Wael konuşmaya, adını vermeye ve fotoğraf çektirmeye açık. Ama otelde kalan iki genç Iraklı Kürt daha temkinli.

Bir motosikletli grubun üzerlerine küfürler yağdırdığını anlatıyorlar. Bir süre sonra aynı grubu yakında görüyoruz.

Biri, otel odasında 24 saat yaşamanın psikolojisini bozduğunu söylüyor. İçişleri Bakanlığı sürecini sorduğumda hızla içeri giriyorlar. Birkaç dakika sonra, yoldan geçen bir sürücü “Yakın orayı!” diye bağırıyor.

Geçen yaz, Southport cinayetlerinin ardından bazı protestocular gerçekten de otelleri yakmaya çalışmıştı.

Bu yaz da karşıt görüşlü gruplar arasında zaman zaman polis müdahalesi gerektiren gerginlikler yaşandı.

Sığınmacılar ise genelde pencerelerden izliyor ya da telefonla çekim yapıyor.

Polis, genellikle olayları kontrol altında tutmayı başardı. Essex Polisi’nin, Epping’teki bir protestoya göçmen yanlısı aktivistleri otobüslerle taşıdığı iddiası ise asılsız çıktı. Şu an için tutuklu sayıları 2024’teki rakamların çok altında.

Son protestoda hararetli bir konuşma yapan Orla’ya neden bu kadar öfkeli olduğunu soruyorum.

“Arkadaşlarım kızlarının genç, beyaz olmayan erkekler tarafından taciz edildiğini anlattı” diyor.

“Yerel bir süpermarkette hırsızlık gördüm. Herkes bunların sığınmacı olduğunu biliyor. Epping çok beyaz bir yer.”

Orla, otelde kalanların “bedavacı” olduğunu, bu fırsatı kötüye kullandıklarını düşünüyor.

Sığınmacılar ise İngiltere’ye korunma arayışıyla geldiklerini söylüyor. Bazılarının başvurusu reddedilebiliyor.

Geçen ay, Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk grubu Orla’nın bir protestoda neo-Nazi grubundan biriyle aynı sahneyi paylaştığını iddia etti.

Orla, “Kim olduğunu bilmiyordum” dedi. Söz konusu kişi de gruptan ayrıldığını söyledi.

İngiltere’de sığınmacıların çalışmasına normalde izin verilmiyor. Hükümetler, onların iş gücüne girmesinin, ülkeye gelmeyi teşvik edebileceğini düşünüyor. Bunun yerine sığınmacıların konaklama ve yemek ücretleri ödeniyor.

Epping’in 26 km güneyinde Londra’nın doğusundaki Canary Wharf’ta, 610 odalı dört yıldızlı Britannia International oteline yeni sığınmacılar yerleştirildiğinde, bölge sakinleri protesto düzenledi.

Çinli Chengcheng Cul, kendi “yasal göçü” ile “yasa dışı” gelen sığınmacılar arasında fark olduğunu söylüyor:

“İnsanlar Manş Denizi’ni kaçak geçip kolayca gelebiliyorsa, yasal yollardan gelenlere ne teşvik kalır? Bu ülke sınırlarını yasa dışı göçmenlere açtı.”

Londra’da Isle of Dogs bölgesinde yerel yardım kuruluşlarında çalışan Lorraine Cavanagh da, “Kim olduklarını bilmiyorum. Tanınmayan adamlar, istediklerini yapabiliyorlar” diyor.

Bu “onların kim olduğunu bilmiyorum” hissi, birçok toplulukta muhalefetin merkezinde.

Küçük botlarla gelenler, toplam göçmen sayısının küçük bir kısmını oluşturuyor.

2024’te tüm sığınmacıların üçte biri kadarı bu yolla geldi. Hükümet, konaklama işini Serco, Clearsprings ve Mears adlı şirketlere devretmiş durumda.

Hükümet, otellerin nerede olduğunu saldırıya uğrayabilecekleri gerekçesiyle açıklamıyor.

Göç Gözlemevi’nden Madeleine Sumption, küçük sığınmacı grupları hakkında bilgi yayımlamanın, onları yaş veya cinsiyetlerine göre tanımlayabileceği için sorunlu olduğunu belirtiyor. Bu, kamu kurumlarının da uzun süredir uyguladığı bir yaklaşım.

Her bölgede kaç otelin kullanıldığı biliniyor. Bunların büyük çoğunluğu İngiltere’nin güneyinde

Bu tesisler devletin günde 5,77 milyon sterlinine mal oluyor. On yıllık tahmini maliyet, 2019’daki 4,5 milyar sterlinden 2029’a kadar 15,3 milyar sterline çıktı.

Yaş ve cinsiyet bilgileri açıklanmadığından, “Oteller sadece bekar erkeklerle dolu” veya “suç oranı arttı” iddiaları kanıtlanamıyor.

Epping’te Mayıs 2025’te 35 cinsel ve şiddet suçu kayda geçti. Bir yıl önce aynı ayda otelde sığınmacı yokken 28 suç vardı. 2023’te otel, göçmen ailelere ev sahipliği yaparken sayı 32’ydi. Ama bu suçların kaçı sığınmacılarla ilgiliydi, bilinmiyor.

Orla, daha fazla bilginin gerginliği azaltacağını düşünüyor.

“Eğer gerçeği saklar gibi davranırsanız, insanlar öfkelenir” diyor.

“Deseler ki Bell Otel’de 70 kişi var, şu kadar Sudanlı, şu kadar başka yerden… Çoğu insan kendini daha iyi hissederdi.”

Epping Forest Belediye Konseyi’nin Muhafazakâr Partili lideri Chris Whitbread da şeffaflığın önemli olduğunu vurguluyor.

Sığınmacı otelleriyle ilgili bir raporda, Göçmenlik ve Sınırlar Bağımsız Başmüfettişi David Bolt, İçişleri Bakanlığı’nı açık ve dürüst olmamakla eleştirdi.

Bakanlık, 2025 başlarında 6 bin kişiyi otellerden çıkardığını ve 200 oteli kapattığını açıkladı.

İşçi Partisi hükümeti seçimlere kadar tüm otelleri kapatma sözü veriyor.

Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk’tan Sabby Dhalu, hükümetin yerel yönetimlerle daha yakın çalışarak halkı bilgilendirmesi gerektiğini söylüyor:

“Bu insanların neden burada olduğunu, nereden geldiklerini, ülkelerinde neler yaşandığını anlatmak… Onları topluma kazandırmak.”

“Bence geçen yılki olayları tekrarlamak isteyen aşırı sağcı örgütler var” diyen Dhalu’ya göre aşırı sağ, kamuoyundaki huzursuzluğu kışkırtarak kendi siyasi çıkarı için kullanıyor.

Botlarla gelişleri durdurmak hem şimdiki hem önceki hükümetlerin en büyük sınavı.

Sığınma başvurularında yığılma azalsa da (şu an 79 bin), yeni başvurular gelmeye devam ediyor ve maliyet artıyor.

200’den fazla otelde, aylarca karar bekleyen sığınmacılarla bu durumun sürdürülebilir olmadığı konusunda görüş birliği var.

Protestolar sürse de sürmese de, hükümetin bu soruna bir çözüm bulması gerekecek.

Related Posts

Güney Kore ordusu düşük doğum oranı nedeniyle yüzde 20 küçüldü

Güney Kore ordusu düşük doğum oranı nedeniyle yüzde 20 küçüldü

Siverek’te Ruhsatsız Silah Operasyonu

Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde düzenlenen operasyonda ruhsatsız silah ve mühimmat ele geçirildi.

İDO feribotunda korku dolu dakikalar!

Balıkesir’in Marmara ilçesi açıklarında kayaya çarpan İDO feribotu, kaza sonrasında tabanından su almaya başladı. Yolcuların yaşadığı panik anları cep telefonu kamerasına yansıdı.

Balıkesir depremi İstanbul’u etkiler mi? Naci Görür açıkladı

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin, olası büyük Marmara depremini tetikleyip tetiklemeyeceği tartışılırken, yer bilimci Naci Görür konuyla ilgili açıklamada bulundu.

Balıkesir Sındırgı’da vatandaş geceyi sokakta geçirdi: ‘Bir kıyamet koptu’

Balıkesir Sındırgı’da saat 19.53’te meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından vatandaşlar sokağa döküldü. Yaşanan depremin ardından gelen artçılar devam ederken ilçe merkezi ve köylerde vatandaşlar geceyi sokakta geçiriyor. Sındırgı’ya …

İktidarın küçük ortağından GSM operatörlerine tepki

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Balıkesir’de meydana gelen depremde iletişim sorunları yaşandığını belirterek GSM operatörlerine tepki gösterdi.